Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolduktan sonra arama çalışmalarının 19. gününde dere yatağında gizlenmiş cansız bedeni bulunan Narin Güran cinayetine ilişkin davanın ilk duruşması, 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı.
Anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran, amca Salim Güran ve cesedi taşıdığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar'ın hakim karşısına çıkacağı duruşma öncesinde, Diyarbakır Adliyesi önünde yoğun güvenlik önlemi alındı. Adliye bahçesine sadece ailenin yakınları, milletvekilleri, sivil toplum kuruluşu üyeleri ve basın mensupları alındı.
Adliye önünde basın açıklaması yapan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Osmaniye Milletvekili ve Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya Narin, şunları söyledi:
"21 Ağustos tarihinde katledilen Narin Güren için ve sahipsiz bırakılan Sıla, Leyla, Ferda, Müslüme Şirin Elmas ve adını sayamadığımız daha nice kaybolan katledilen çocuklarımızın adalet arayışı için bugün Diyarbakır Adliyesindeyiz. İlk günde Narin için buradaydık, bugünde parti meclis üyelerimiz, milletvekillerimiz, kadın kolları merkez yönetim kurulu üyelerimiz ve bölgenin kadın kolları başkanlarımız ve örgütlerimizle CHP olarak Diyarbakır Adliyesindeyiz. Narinin kaybolduğu günden itibaren süreci takip ediyoruz. Sürecin başından bu yana etkin bir soruşturma süreci yürütülmediğini tespit etmiş durumdayız. İddianamede Türkiye kamuoyunun da bildiğinden hariç hiçbir bilgi olmadığını da üzülerek gördük.
Savcıların hazırladığı iddianameyi incelediğimizde şikayetçi olarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve sadece Diyarbakır baro Başkanlığının haricinde Narin’in haklarını cesurca arayacak hiçbir aile ferdi yok. Bu dosya nedeniyle aile fertlerinden 3 kişinin tutuklu olması da bizi bunu gösteriyor. Narinin annesi yok narinin babası yok narinin kardeşi yok narinin ailesi yok. Ama nedenini halen bilmediğimiz bir cinayete Narin kurban gitmiş durumda. Narin sahipsiz değil, CHP en yakınları tarafından şiddete maruz kalan katledilen istismara uğrayan tüm çocukların haklarını korumak için bugün burada olduğu gibi her zaman onların haklarının teminatı olacaktır."
Diyarbakır Çocuk Çalışmaları Ağı İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Çocuk Çalışmalari Komisyonu Üyesi Berfin Elçi ise, Bizler Narin için adalet çağrımızı haykırmak için buradayız. İlk günden beri takipçisi olduğumuz bu olay hakkında başından beri aile üyelerinin birbirinden farklı ve çelişkili açıklamalarına rağmen aile üyelerinden şüphelenilmemesi, devletin aile kurumunu kutsayan politika ve yaklaşımlarının sonucu olup, kutsallaştırılmaya çalışılan aile kurumu Narinin ölümüne sebep olmuştur." ifadesini kullandı.
UCİM Genel Başkanı Saadet Özkan'da Diyarbakır Adliyesi önünde açıklama yaptı. Özkan, "Türkiye’nin her yerinden avukatlarımız geldi. Çocuğun üstün yararı için oradalar. Bir liste verilmiş içeriye sivil toplum alınmadı. Salonda yer yok denildi. Narin çocuğun mücadelesi için içeriye girmeliyiz. Narin’i kim savunacak? Kim Narin’in hakları için mücadele edecek?. Biz içeride ‘Çocuklar vatandır’ slogan attık. Neden attık, çünkü çocuklardan daha kıymetli bir vatan mı var. Biz onlar için mücadele etmeliyiz.” dedi.
HIBYA
Anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran, amca Salim Güran ve cesedi taşıdığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar'ın hakim karşısına çıkacağı duruşma öncesinde, Diyarbakır Adliyesi önünde yoğun güvenlik önlemi alındı. Adliye bahçesine sadece ailenin yakınları, milletvekilleri, sivil toplum kuruluşu üyeleri ve basın mensupları alındı.
Adliye önünde basın açıklaması yapan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Osmaniye Milletvekili ve Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya Narin, şunları söyledi:
"21 Ağustos tarihinde katledilen Narin Güren için ve sahipsiz bırakılan Sıla, Leyla, Ferda, Müslüme Şirin Elmas ve adını sayamadığımız daha nice kaybolan katledilen çocuklarımızın adalet arayışı için bugün Diyarbakır Adliyesindeyiz. İlk günde Narin için buradaydık, bugünde parti meclis üyelerimiz, milletvekillerimiz, kadın kolları merkez yönetim kurulu üyelerimiz ve bölgenin kadın kolları başkanlarımız ve örgütlerimizle CHP olarak Diyarbakır Adliyesindeyiz. Narinin kaybolduğu günden itibaren süreci takip ediyoruz. Sürecin başından bu yana etkin bir soruşturma süreci yürütülmediğini tespit etmiş durumdayız. İddianamede Türkiye kamuoyunun da bildiğinden hariç hiçbir bilgi olmadığını da üzülerek gördük.
Savcıların hazırladığı iddianameyi incelediğimizde şikayetçi olarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve sadece Diyarbakır baro Başkanlığının haricinde Narin’in haklarını cesurca arayacak hiçbir aile ferdi yok. Bu dosya nedeniyle aile fertlerinden 3 kişinin tutuklu olması da bizi bunu gösteriyor. Narinin annesi yok narinin babası yok narinin kardeşi yok narinin ailesi yok. Ama nedenini halen bilmediğimiz bir cinayete Narin kurban gitmiş durumda. Narin sahipsiz değil, CHP en yakınları tarafından şiddete maruz kalan katledilen istismara uğrayan tüm çocukların haklarını korumak için bugün burada olduğu gibi her zaman onların haklarının teminatı olacaktır."
Diyarbakır Çocuk Çalışmaları Ağı İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Çocuk Çalışmalari Komisyonu Üyesi Berfin Elçi ise, Bizler Narin için adalet çağrımızı haykırmak için buradayız. İlk günden beri takipçisi olduğumuz bu olay hakkında başından beri aile üyelerinin birbirinden farklı ve çelişkili açıklamalarına rağmen aile üyelerinden şüphelenilmemesi, devletin aile kurumunu kutsayan politika ve yaklaşımlarının sonucu olup, kutsallaştırılmaya çalışılan aile kurumu Narinin ölümüne sebep olmuştur." ifadesini kullandı.
UCİM Genel Başkanı Saadet Özkan'da Diyarbakır Adliyesi önünde açıklama yaptı. Özkan, "Türkiye’nin her yerinden avukatlarımız geldi. Çocuğun üstün yararı için oradalar. Bir liste verilmiş içeriye sivil toplum alınmadı. Salonda yer yok denildi. Narin çocuğun mücadelesi için içeriye girmeliyiz. Narin’i kim savunacak? Kim Narin’in hakları için mücadele edecek?. Biz içeride ‘Çocuklar vatandır’ slogan attık. Neden attık, çünkü çocuklardan daha kıymetli bir vatan mı var. Biz onlar için mücadele etmeliyiz.” dedi.
HIBYA