Uraloğlu’nun konuşmasından bazı satır başları şöyle:“Bilginin okyanusunda yolculuk öderken, siber güvenlik ve kriptoloji bizi fırtınalardan koruyan, güvenli bir liman gibidir. Bu noktada bugün dünyada bilginin güvenliğini sağlama meselesi tartışılmakta, gerek kamu otoriteleri gerekse Bilgi Güvenliği Derneği gibi sivil oluşumlar ya da ticari kuruluşlar ciddi mesai harcamakta ve kaynak aktarmaktadır.Son yıllarda internet kaynaklı veri ihlallerinin artmasıyla birlikte bilgi güvenliği yönetiminin önemi artmış ve herkes için kritik bir öncelik haline gelmiştir.Artık hayatımızın her alanına nüfuz eden internete bağlı cihazların oluşturduğu nesnelerin interneti olarak adlandırılan yeni bir yaşam biçimimiz var. Bu yeni yaşam biçimiyle birlikte bir yandan klasik çalışma, düşünme, eğlenme yöntemleri değişirken, diğer yandan yaşam yeni şekilleriyle elektronik ortama taşınmaya devam etmektedir. Artık faturalarımızı internetten ödüyor, e-ticaret siteleri üzerinden alışveriş gerçekleştiriyoruz. Özellikle pandemi dönemi bu noktada da ciddi bir süreç olmuştur.İnternet bankacılığı ile para transferlerini gerçekleştiriyoruz. Düşünüldüğünde tüm bu gelişmeler emek, kaynak ve zaman tasarrufu başta olmak üzere pek çok fayda da sağlamaktadır.Her türlü bilginin elektronik ortama taşınması ve kritik altyapılarda yoğun olarak internet uygulamalarının kullanılması, güvenlik ihlallerini de beraberinde getirdi.Bugün siber saldırılar, sadece bir teknoloji sorunu olmaktan çıkmış, ekonomik ve sosyal hayatımızın her alanını etkileyen ciddi bir tehdit haline de gelmiştir. Gelişen tehditler karşısında bu alanlardaki çalışmaların önemi giderek artmakta ve bu tehditlere karşı yenilikçi güvenlik önlemlerinin geliştirilmesi de gerekmektedir.Siber dayanıklılık, siber saldırılara karşı direnç gösterme, saldırıların etkilerini en aza indirme ve normal işleyişine hızla dönme yeteneğini ifade ederken, siber olgunluk ise bir organizasyonun siber güvenlik yönetimi süreçlerindeki başarısını ifade etmektedir.Siber dayanıklılık ve olgunluk sadece teknoloji odaklı bir yaklaşımla elbette sağlanamaz. Bu kavramlar, organizasyonun tüm yapısına entegre edilmeli ve çalışanların siber güvenlik farkındalığının artırılmasıyla desteklenmelidir. Siber güvenlik kültürünün oluşturulması, çalışanların bilinçlendirilmesi ve eğitim gibi faktörler de büyük öneme haizdir.Geçtiğimiz günlerde İsrail’in Lübnan’da çağrı cihazları ve telsizler üzerinden gerçekleştirdiği siber terör saldırıları, tüm ülkeler için siber güvenliğin önemini bir kez daha ön plana çıkarmıştır. Siber saldırılarla bir bilgisayar kullanıcısının banka hesap bilgileri elde edilebileceği gibi bir ülkenin askeri ve politik sırlarına ulaşılması, finans merkezleri, elektrik santralleri, ulaştırma ve iletişim sistemleriyle hastanelerin çalışamaz hale getirilmesi de mümkündür.”
HIBYA
HIBYA